Connected Neden Mesaj Gönderemiyorum? Bir Anın İçindeki Hayal Kırıklığı
Bir hafta sonu sabahıydı. Kayseri’nin o sessiz, huzurlu sabahlarından birini yaşıyordum. Çevremdeki her şey sakin, nehir gibi, zaman yavaşça akıyordu. Benim ise içimde bir kıpırtı vardı. Bir şeylerin olmasını bekliyordum. Çünkü o sabah, belki de hayatımda önemli bir şeyin ilk adımını atmak üzereydim. Hayatımda biri vardı, onunla konuşmak, ona yazmak istiyordum. O sabah telefonumu alıp Connected uygulamasını açtım, heyecanla yazmaya başladım. Ama birden ekranın üst kısmında gördüğüm şey, tüm heyecanımı yuttu: “Mesaj gönderilemiyor.” İçimde bir şeyler kırıldı o an.
Birdenbire Kapanan Kapılar
İlk başta şaka sandım. “Connected neden mesaj gönderemiyorum?” diye düşündüm, belki de yanlış bir şey yapıyorumdur. Hızla telefonumu yeniden başlatıp tekrar denedim ama durum değişmedi. Mesajı yazıp gönder butonuna bastığımda, uygulama her zamanki gibi yüklenmeye başlamıştı ama bir şeyler eksikti. Gönderilmiyor! İnanamadım. Beklediğim anın, aslında düşündüğüm kadar kolay olmayacağını hiç düşünmemiştim. İçimde bir boşluk oluştu. Onunla konuşmayı, ona yazmayı o kadar çok istiyordum ki. Ama işte, bu kadar basit bir engel… Bu kadar basit bir şey yüzünden mesaj gönderemiyorum.
Bir süre telefonu elimde salladım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Hangi tuşlara basmam gerektiğini, telefonu nasıl düzeltebileceğimi düşündüm ama hiçbir şey değişmedi. Belki de o kadar basit bir şeyin benim için bu kadar büyük bir engel yaratması, çok garip bir duyguydu. İçimdeki o heyecan, kayboldu birdenbire. Bir an için şunu düşündüm: “Belki de evet, belki de şimdi mesaj gönderemiyorum, ama bu sadece bir anlık bir şey. Bir çözüme kavuşturabilirim.” Ama sonra birden, hayal kırıklığı o kadar derinleşti ki, neredeyse hiçbir şeyin çözülmesi mümkün olmayacakmış gibi hissettim. “Ya her şey bu kadar zor olursa?” diye içimden sordum. İçimdeki umut, yavaşça kaybolmaya başlamıştı.
Umut Kırıkları ve Duygusal Kaos
İçimdeki ses, biraz daha karamsar hale gelmeye başlamıştı. Bir an, sadece telefonumla ilgili bir şeyin yanlış olduğunu düşündüm. Fakat, o kadar uzun süre çözüm bulamamıştım ki, bu sadece bir teknik sorun muydu? Gerçekten sadece teknik bir engel miydi? Yoksa aslında benden başka bir şey mi vardı? Belki de bir gün bir şansım daha olurdu. Yine de, mesaj gönderememek, bir şeyleri başaramamak, insanın içindeki en kırılgan yerleri ortaya çıkarabiliyor. O an, çok daha fazla şey düşünmeye başladım. O kadar basit, o kadar doğrudan bir şey, kendimi bu kadar zayıf hissettirebilir miydi? Tek bir mesajla, tek bir kelimeyle başlaması gereken bir şey, neden bu kadar zor oluyordu?
O gün, saatlerce telefona bakıp mesajı yeniden yazmayı düşündüm. Ama her denediğimde, o “gönderilemiyor” hatası ekranda tekrar beliriyordu. Bütün gün boyunca duygusal bir boşlukla dolup taşarak, sonunda şunu fark ettim: Belki de sadece bu mesajı göndermek değil, bu anı yaşamak da önemliydi. İçimdeki umut biraz sarsılmış olsa da, belki de tam olarak bu yüzden bu anı yaşayarak, her şeyin anlamını daha iyi kavrayabilirim.
Hayal Kırıklığından Öğrenilenler
Ertesi gün, telefonumu yine aldım elime. “Belki de bugünden daha farklı bir şey yapabilirim,” dedim kendi kendime. O kadar çok şey yaşadım ki, aslında bu deneyim bana duygusal olarak çok şey kattı. Bir mesaj gönderememek, hayal kırıklığını hissetmek, o kadar basit bir şeyin bizim için ne kadar büyük bir engel olabileceğini görmek. Ama şimdi, düşündüğümde, belki de bu an, bir mesajın ötesinde çok daha derin bir anlam taşıyordu. Mesaj gönderememek, sadece bir teknik aksaklık değildi. O anki hislerim, benim duygusal durumumu, beklentilerimi ve umutlarımı da yansıtıyordu. Belki de bu kadar basit bir şeyin içinde, hayatın ne kadar karmaşık ve duygusal olduğunu görmek gerekiyordu.
İçimdeki umut, tekrar tekrar yükseldi. Belki o mesaj bir şekilde iletilmeyecek ama ben, o duygusal anı, o hisleri yaşayarak, bir şekilde büyüyeceğim. Çünkü hayat, bazen bir mesajın iletilmemesi kadar basit, bazen de daha karmaşık ve derin olabilir. Her şeyin bir anlamı vardır, belki de bu hayal kırıklığı bana bir şeyler öğretmek için yaşandı. Kim bilir, belki bir sonraki sefer daha kolay olacak, belki o mesaj daha hızlı gönderilecek. Ama ben artık şunu biliyorum: Bu hayal kırıklığı, aslında bir adım daha büyümek demekti.